Gebze Teknik Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni ve Akıllı Tarım Uygulamaları İşbirliği Protokolü İmza Töreni, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli ve Valimiz Seddar Yavuz’un katılımlarıyla gerçekleştirildi.
Gebze Teknik Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen törene; Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli ve Valimiz Seddar Yavuz’un yanısıra, Kocaeli Milletvekilleri İlyas Şeker, Radiye Sezer Katırcıoğlu ve Cemil Yaman, Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan, Vali Yardımcısı Ali Ada, İl Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, İl Jandarma Komutanı Alb. Ümit İlbayı, İlçe Belediye Başkanları, akademisyenler ile çok sayıda davetli katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende Gebze Teknik Üniversitesinin tanıtım filmi sunumu ve Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan’ın konuşmalarının ardından Akıllı Tarım Uygulamaları Eğitim filminin sunumu gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın konuşmaları ile devam etti.
Son 150 yılımızın, bilim ve teknolojide yarışan ve öne geçmeye çalışan bir ülke olma sevdasıyla geçtiğine vurgu yapan Valimiz Seddar Yavuz konuşmalarında; “Sanayi devrimi yapamamanın acısını bir imparatorluğu kaybederek tecrübe ettik. Çok şükür ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünya ile yarışan, rekabet eden bir ülke haline geliyor. Bu gurur hepimizin gururudur. Özellikle son 20 yılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti aslında sessiz ama büyük bir devrim gerçekleştirmiştir. Bu devrim önce kendine güven ile başlamıştır. Sonra bilim ve teknolojiye daha fazla yatırımla devam etmiştir. Bugün konuştuğumuz konu tamda budur. Bilim ve teknoloji ile elde ettiğimiz değişimi şimdi farklı alanlara uyguluyoruz. Tarım bunlardan en önemlisidir.
Gıda Arzının Fevkalade Önemli Bir Husus Olduğu Gerçeğiyle Yüzleştik
Birlik, beraberlik, kardeşliğimiz ve dayanışmamız, bilim ve teknolojiye vermiş olduğumuz değer bugün ki sonuçların benzer bir özetidir. Bir kez daha çok kıymetli bilim insanlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyor, minnet ve şükran duygularımı ifade ediyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız ve Hükümetimize ufuk açtıkları, siyasal hedefler ortaya koydukları için bir kez daha minnet ve şükran duygularımı ifade ediyorum. 90’lı yıllarda günü kurtarmak için uğraşan Türkiye’den 2023, 2053 ve 2071’i planlayan bir ülkeye doğru evriliyoruz. Siyasal ve somut hedefler ortaya koyuyoruz. Milletimiz bu hedeflere doğru hep beraber koşuyor. Artık her ilde üniversitelerimiz, bilim üreten insanlarımız var. Bu vesileyle akademik yılın açılışını tebrik ediyor, ülkemize, üniversitemize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Sayın Bakanımızın katkılarıyla beraber bilim ve teknolojinin daha fazla tarım alanlarında uygulandığına da memnuniyetle müşahede ediyor, kendilerine de minnet ve şükranlarımı ifade ediyorum.” diyen Vali Seddar Yavuz’un konuşmalarının ardından Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli ise yaptığı konuşmalarında; “Bakanlığımız ile Gebze Teknik Üniversitesi arasında işbirliği protokolü ve Akıllı Tarım Uygulamalarını tanıtacağımız programımıza hepiniz hoş geldiniz. Fatih Sultan Mehmet Han’ın otağını kurduğu ve son nefesini verdiği “Hünkâr Çayırı olarak bilinen bu bölge; şimdi bir eğitim, tarım ve teknoloji merkezi haline geldi. Bu tarihi bölgede 28 yıllık bir geçmişi olan, Gebze Teknik Üniversitesi 2020-2021 Akademik yılı açılışı için de bir aradayız. Teknolojinin en büyük avantaj olduğu günümüzde, ülkemizin teknoloji merkezi haline gelen Gebze’de, Teknik Üniversitemizin akademik yılının tüm öğrencilere, akademisyenlere, Kocaeli ilimize ve Ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. Tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum.
Teknoloji ve Dijital Erişim Hayatımızın Her Alanında
Ülkemiz; Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, teknoloji alanında büyük bir değişim ve dönüşüm dönemi yaşadı. Artık teknoloji ve dijital erişim hayatımızın her yerinde. Yerli ve milli üretimin öncelikli olduğu bu dönemde, tarım ve orman sektörü de, bu dönüşümün tam merkezinde yer alıyor. Tarımsal üretim tarlada başlıyor, ama bizler; meyveyi, sebzeyi, gıdayı genelde soframızda görüyoruz. Toprağa bir tohum atılıyor, üzerinden günler, aylar, yıllar geçiyor. Tarladan sofraya kadar giden bu süreç, içinde sayısız hikâyeyi barındırıyor. Bu hikâyenin her aşamasında ayrı bir emek, ayrı bir zaman harcanıyor. Her aşamada ayrı bir maliyet, ayrı bir zahmet ortaya çıkıyor. İşte biz üretim sürecini inovasyonla ne kadar hızlı buluşturursak, tarımı ne kadar çok teknolojiyle birleştirirsek, o zaman verimliliği büyük oranda artırır, maliyeti ve harcanan zamanı önemli miktarda azaltırız. O nedenle tarımda teknoloji, tarımda inovasyon diyoruz. Buradan hareketle, tarımla teknolojinin buluştuğu, bugünkü gibi programlara çok önem veriyorum. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak tarım teknolojileri, akıllı tarım uygulamaları ve Ar-Ge konusunda önemli çalışmalar yürütüyoruz.
Türkiye’nin en güçlü tarımsal Ar-Ge altyapısına sahibiz. Bu altyapıyı ve teknoloji kullanımını,
Üniversitelerle yaptığımız işbirlikleri ile daha da geliştiriyoruz. YÖK ile bu kapsamda işbirliği protokolleri imzaladık. Bu işbirliği kapsamında, akıllı tarım uygulamaları ve bu konuda Gebze Teknik Üniversitesi ile beraber yürüttüğümüz yeni çalışmaları bugün sizlerle paylaşacağım. Program sonunda ise, Akıllı Tarım Uygulamalarının bir kısmını Yerleşke içerisinde, yani sahada sizlere göstereceğim.
Tarım Hem Vazgeçilmez, Hem De Geleceğimiz Olan Önemli Sektördür
Tarım ve gıda hepimiz için vazgeçilmezdir. Tüm Dünyayı etkileyen pandemi sürecinde bunu çok iyi anladık. Hem vazgeçilmez, hem de geleceğimiz olan bu önemli sektör,
insanoğlunun tarihteki ilk uğraşısı. Eskiden sadece gıda ihtiyacını karşılamak için yapılan tarım, zamanla ekonomik bir faaliyet olarak yerini aldı. Kalkınmanın ve büyümenin önemli bir aracı oldu. Son yüzyılda ise artık stratejik bir sektör olduğunu hepimize net olarak gösterdi. Son 10 yılda yapılan birçok uluslararası araştırmada, 21. yüzyıl için 3 sektör stratejik mücadele alanı olarak ön plana çıkıyor. Bunlardan ikisi: Tarım-Gıda ve Su’dur. Ve bu iki sektör de bizim Bakanlığımız sorumluluğu altında. Biz de bu sorumluluğun farkında olarak, 18 yıldır sağlam temeller üzerine oturan tarım ve orman sektörünü daha da ileriye götürecek, yeterliliğimizi artıracak, gıda güvenliğimizi güçlendirecek projeleri hayata geçiriyoruz.
Dün, Emek ve İşgücünün Yoğun Olduğu Tarım Sektöründe, Bugün Bilginin ve Bilgi Sahibinin Bir Adım Önde Olduğunu Hepimiz Görüyoruz.
Son yüzyılda tarım anlayışı giderek değişti. Özellikle son 50 yılda bu değişimin sonuçlarını daha net görüyoruz. Dün üretim odaklı yapılan tarım, bugün özellikle pandemi sonrası kendine yeterliği ön planda tutarken, bunun yanında pazar ve tüketiciyi de baz alacak şekilde yapılıyor. Dün yerel ve bölgesel pazarlarda ürün satmak önemli iken, bugün yerel ve bölgesel pazarların yanında ulusal ve küresel pazarlar da hedef haline geldi. Özellikle, pandemi sonrası dönemde, üretim ve pazar süreçlerinin entegrasyonu, yani sözleşmeli üretim, lojistik ve tedarik sistemlerinin güçlendirilmesi ön planda olacak konular arasındadır. Ayrıca, günümüzde markalaşma ve coğrafi işaret, pazarlamada öncelik haline geldi. Artık, sadece paket ve ambalaj o ürünü satmıyor. O ürünün hikâyesi ve markası,insanların onu alma isteğini de üst sıralara taşıyor. Dün, emek ve işgücünün yoğun olduğu tarım sektöründe, bugün bilginin ve bilgi sahibinin bir adım önde olduğunu hepimiz görüyoruz. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve giderek gelişen mekanizasyon ağırlıklı üretim, 21. yüzyılda yerini teknolojinin yoğunlukta olduğu üretim sistemine bıraktı. Artık sadece makinelere, onların gücüne ve kuvvetine bakmıyoruz. Teknolojiyle birleşmesine, dijital entegrasyona, üretim sistemiyle uyumuna, verimliliğe katkısına bakıyoruz. Tüm Dünyanın gittiği bu yolda, Türkiye olarak biz de yerimizi sağlam bir şekilde aldık. Bilgi ve teknoloji kullanımını tarımda ön sırada tutuyoruz ve yeni teknolojileri üreticimizle buluşturmak için de yoğun gayret gösteriyoruz.
Artan Nüfusla Kişi Başına Düşen Tarım Alanı Da Giderek Azalıyor
Dünya nüfusunun 2050 yılında 10 Milyara ulaşması, Türkiye nüfusunun da 100 Milyonu geçmesi bekleniyor. Gelecek 30 yılda nüfusta yaklaşık %30 artış öngörülüyor. Artan nüfusla kişi başına düşen tarım alanı da giderek azalıyor. Bugün, Dünya’da kişi başına düşen işlenen tarım arazisi, diğer bir değişle bir kişinin karnını doyuracak tarım alanı miktarı 2 dekar iken, 2050 yılında, eğer toplam tarım alanı azalmaz aynı kalırsa 1,6 dekara kadar düşecek. Diğer taraftan ise artan nüfusun karnını doyurmak için bugünkünden %60 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyacağız. Peki, aynı tarım arazisinde %60 daha fazla gıdayı, yani üretimi nasıl artıracağız? Bu sorunun cevabı çok net: Teknoloji ve İnovasyon. Gıda güvenliğimizi sağlamlaştırmak, verimli ve yeterli üretimi garanti altına almak için, tarımda inovatif ve teknolojik uygulamalara daha çok ağırlık vermek zorundayız.
Dünya’da Toplam Tarımsal Hasıla 200 Milyar Dolar Seviyesinden, 1,2 Trilyon Dolar Düzeyine Kadar Yükseldi.
Bugün, Tarım 4.0’ın ne anlama geldiğini ve neleri içerdiğini aramızda bilmeyenler vardır. Sizlere, Tarım 4.0’a geliş hikâyesini ve 4.0’ın içeriğini kısaca anlatmak istiyorum. 20. yüzyılın başlarında, tarımda makinelere geçişle birlikte başlayan teknoloji dönemi, 2. Dünya savaşından sonra üretim artışını hedefleyen politikalar ve yeşil devrimle birlikte bir seviye atladı ve Tarım 2.0’a yükseldi. 1990’lara kadar devam eden bu süreçte üretimde ciddi artışlar yaşandı. Tarım 2.0’dan sonra, Dünya’da toplam tarımsal hasıla 200 Milyar Dolar seviyesinden, 1,2 Trilyon Dolar düzeyine kadar yükseldi. 1990’lardan itibaren ise Tarım 3.0 ile teknoloji bir üst kademeye çıktı. Tarım 3.0 döneminde üreticiler, hassas tarım teknikleri ve GPS uygulamalarıyla tanıştı. Çevreyi koruyarak verimi artıran bu uygulamalar, tarımı yeni bir teknoloji seviyesine taşıdı. Bugün, yani 2010’lardan sonra ise tarımda artık 4.0 var. Yani, bilgi, teknoloji ve akıllı tarım var. Özellikle Tarım 3.0 ve 4.0 arasındaki zamanın daha kısa olması ve teknolojinin gelişme hızını göz önüne alırsak, Tarım 5.0’a yani Robotik uygulamalar ve yapay zekâya geçişin, öngördüğümüzden de kısa sürede olacağına inanıyorum. O nedenle biz, bir taraftan 4.0 uygulamalarının yaygınlaşmasını sağlarken, diğer taraftan da şimdiden kendimizi tarım 5.0 a hazırlamalı, bunu için alt yapımızı oluşturmalıyız. Hamdolsun, ülkemiz bu altyapıyı kuracak ve kısa sürede uygulayacak seviyeye ulaştı.
Biraz önce bahsettiğim gibi, Tarım 4.0’da, Akıllı Tarım uygulamaları ön planda yer alıyor. Peki, Akıllı tarım uygulamaları nedir ve hangi faydaları sağlar? Şöyle bir düşünün; İnsansız traktörlere sürülen bir tarla, Sensörlerle bitkilerinin gelişiminin takibi, Tüm verilerin bulut üzerinde saklanıp kullanılması, Artırılmış gerçeklik kullanılarak yapılan verimlilik senaryoları, Drone ile bitkilerin ilaçlanması ve tüm makinelerin ve sistemlerin birbirleriyle haberleşerek uyumlu ve bir orkestra edasında işlemini yürütmesi. İşte bu tablo, bizim Tarım 4.0’ı daha iyi anlamamızı sağlayacak. Bu teknolojilerinden birçoğunu Bakanlık olarak uygulamaya başladık. Bugün de sizlere bir kısmını sahada canlı olarak göstereceğim. Tabi tüm bu uygulamalar bize işgücü, zaman ve maliyet tasarruf sağlarken, verimlilik ve performansta artış getiriyor. Ayrıca çevrenin korunmasına da önemli katkı sağlıyor.
Dijital çalışmalarımız ve Akıllı tarım uygulamalarına geçmeden önce tarımda mevcut durumumuz ve potansiyelimiz hakkında sizlere bazı bilgiler sunmak istiyorum. Mevcudu iyi bilmek, geleceği daha da güçlü planlamamıza katkı sağlayacaktır. Elbette, bunları anlatmak için 30-40 dakika yeterli değil. Ama en azından bu süre içinde, ana başlıkları ve çalışmalarımızı kısa da olsa sizlere sunmaya çalışacağım.
Öncelikle Türkiye’nin tarım ve orman varlığında durumu nedir, ona bir bakalım? Dünya’da ekilen tarım alanı, toplam tarım alanının %32’si iken, Türkiye’de bu oran %61 seviyesinde. Yani dünya ortalamasına göre 2 kat daha iyi durumdayız. 23,1 milyon hektar ekilebilir tarım arazimizle, dünya genelinde 17. sıradayız. Yine son 18 yılda; orman alanımızı yaklaşık 2 milyon hektar artışla, 22,7 milyon hektara ulaştırmamıza rağmen, bu alanda dünyada 47. sıradayız. Diğer yandan, 14,7 milyon hektar mera varlığımız ile dünyada 44. sıradayız. Dolayısıyla; toprak, orman ve su varlığı imkânlarımızı doğru okumalı ve mevcut potansiyelimizi daha etkili kullanacak çalışmalara ağırlık vermeliyiz.
12 Binden Fazla Bitkiye Ev Sahipliği Yapan, Nadir Biyoçeşitliliğe Sahip Ülkelerden Birisiyiz.
Ülkemiz, coğrafi konum açısından büyük bir avantaja sahip. 12 binden fazla bitkiye ev sahipliği yapan, nadir biyoçeşitliliğe sahip ülkelerden birisiyiz. Dünya’nın tam merkezinde olması nedeniyle, geçmişten bu yana ticaret yollarının üzerinde yer aldık. Yani; Hava, Kara ve Deniz yollarının kesişim noktasındayız. 4 saatlik bir uçuş mesafesi ile dünya nüfusunun %40’ına ulaşma imkânımız var. Ülkemiz bulunduğu konum itibariyle, 1,9 trilyon Dolarlık tarımsal ticaret hacmine sahip bir bölgede. Avrupa’da; 55,1 milyon küçükbaşla 1. sırada, 18,7 milyon büyükbaşla 2. Sırada, süt üretiminde ise 3. Sıradayız. Tarımsal alan bakımından dünyada 17. sırada olmamıza rağmen, tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk on arasında yer alıyoruz.
Son İki Yılda Tarımsal Destekleri %52 Artışla, 22 Milyar Liraya Çıkardık.
Son 18 yılda, üreticilerimize toplam 310 Milyar Lira tarımsal destek verdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile verdiğimiz desteklerde muazzam bir artış oldu. Son iki yılda tarımsal destekleri %52 artışla, 22 Milyar Liraya çıkardık. Bütçemizin %55’ini çiftçimize, yani tarımsal desteklere ayırdık. Tarımsal desteklerin bugün itibariyle yaklaşık %80’i, yani 17 Milyar Lirası çiftçilerimizin hesaplarına yattı. Buradan şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Tarımsal destekleri, sadece üretimi artırmak veya girdi maliyetlerini azaltmak için vermiyoruz. Tarımda teknoloji kullanımını geliştirmek, yeni sistemleri ülkemize kazandırmak için de önemli desteklerimiz var. Kırsal kalkınma yatırımlarına %50 hibe, Ar-Ge projelerine 300 Bin Liradan 1 Milyon Liraya kadar destek sağlıyoruz. Verdiğimiz destekler üretime ve tarımsal hasılaya büyük ivme kazandırdı. Son iki yılda tarımsal hasılamızı %45 artışla, 275 Milyar Liraya çıkardık. Bugün; tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk on içinde olduğumuzu yeniden ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle başta çiftçilerimiz olmak üzere, bütün paydaşlarımızın, eline, emeğine sağlık diyorum.
Tarımın Geleceği İçin, Bilgi ve Teknoloji Diyoruz
Türkiye hamdolsun gıda güvenliği sorunu olmayan bir ülke. Bunu pandemi sürecinde net olarak gördük. Dünyada birçok ülkede market rafları boşaldı. Perakende zincirlerini yönlendirdik, böylece, yurtdışındaki market manzaralarını görmedik. Salgın sürecinde tüm önlemlerimizi aldık, 7/24 çalıştık. Tarımsal üretimde de aldığımız tedbirlerle üretim kesintisiz devam etti. Bu süreci 18 yılda oluşturduğumuz güçlü altyapımız sayesinde alnımızın akıyla gıda tedarikinde sorun yaşamadan atlattık. Ancak, geleceği çok daha iyi planlamamız gerektiğini çok iyi gördük. O nedenle; geleceğimiz için tarım diyoruz, Tarımın geleceği için de bilgi ve teknoloji diyoruz.
Pandemi Sürecine Rağmen Projelerimizi, Eylemlerimizi Tek Tek Hayata Geçiriyoruz.
Geçen yıl, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde 15 yıl sonra yapılan 3. Tarım Orman Şûrası’nda tüm paydaşlarımızı topladık. 50 binden fazla öneri aldık. Tüm bu fikirleri değerlendirerek 5 yıllık planlarımızı oluşturduk. 25 yıla ışık tutacak bir yol haritası hazırladık. Şûra kapsamında odak noktalardan birisi de “Tarımda Dijitalleşme” idi. Bu yıl Ocak ayı sonunda Şura Eylem planını kamuoyu ile paylaştık. Pandemi sürecine rağmen projelerimizi, eylemlerimizi tek tek hayata geçiriyoruz. Biz planlı ve doğru projelerle tarım orman şurasındaki hedeflerimizi gerçekleştirmeye, bundan sonrada hızla devam edeceğiz.
Dijital Tarım Pazarını, (DİTAP)’ı Uygulamaya Aldık
Bakanlık olarak, 2020 yılını Tarımda Dijitalleşeme yılı ilan ettik. Temmuz ayı başında ise, Tarımda Dijital Dönüşüm çalışmalarımızı kamuoyuyla paylaştık. Bu programda son 2 yılda yaptıklarımızı, önümüzdeki dönemde yapacaklarımızı anlattık. Son 2 yılda geliştirdiğimiz güçlü projeler sayesinde birçok hizmetimizi dijital ortama taşıdık. Bugün e-Devlet üzerinden en fazla hizmet veren Bakanlıklar arasındayız. Uydu teknolojileri ve Coğrafi Bilgi sistemlerini kullanımındaki etkinliğimiz artırdık. Bu teknolojiler, Dünya’da askeriyeden sonra en fazla tarımda kullanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye’de uydu teknolojilerini en fazla kullanan Bakanlıklardan biridir. Bu sistemler sayesinde; Tarım, Orman, Mera ve Su alanlarını 7/24 takip ediyor, planlamalarımızı bu veriler üzerinden daha sağlıklı yapıyoruz. Bu yıl Nisan ayında geleceğin tarımına yön verecek bir sistemi, Dijital Tarım Pazarını, yani DİTAP’ı uygulamaya aldık. DİTAP; Sözleşmeli üretim, fiyat istikrarı, aracıların kaldırılması, maliyetlerin düşürülmesi gibi çok sayıda unsuru içeren önemli bir proje. 5 ayda üye sayısı 57 Bine, toplam ciro 120 Milyon Liraya ulaştı. Biz bir tohum attık ve bu tohum yeşermeye başladı. İnşallah büyüyecek ve meyvelerini vermeye başlayacak. Bu yıl Mayıs ayında Dijital Tarım-Orman Akademisini, çiftçimizin ve tüm vatandaşlarımızın hizmetine açtık. İlk dersini benim verdiğim Tarım-Orman Akademisinde; bugüne kadar 70’ten fazla akademisyen ve uzman ders verdi. Bu kapsamda oluşturduğumuz, Dijital Tarım Kütüphanesiyle merak edilen binlerce kitaba kolayca ulaşabilirsiniz. Uzman kadromuzca hazırlanan onlarca videodan ve özellikle de interaktif derslerden hepiniz istifade edebilirsiniz. Bu vesileyle sizleri ve tüm öğrencilerimizi Tarım-Orman Akademimize davet ediyorum. Temmuz ayında E-Tarım Portalını hayata geçirdik. E-Tarım; çiftçi, vatandaş ve firmalara yönelik tüm işlemlerini tek çatı altında toplayan online bir sistemdir. Toplam 138 hizmeti bu portaldan online olarak sunuyoruz. Bu önemli sistem sayesinde Bakanlığımızın kapılarını dijital olarak tüm çiftçilerimize ve vatandaşlarımıza açmış olduk. Bunların yanında benim büyük önem verdiğim, Türkiye’nin ilk elektrikli traktörü, seri üretime hazır hale geldi. 45-55 dakika arası %100 şarj olup, 105 Bg gücü ile dizel traktöre göre 8 kat daha az yakıt tüketiyor. Bu, çok daha az maliyetle, sürdürülebilir üretim anlamına geliyor. Ayrıca, Akıllı küpe uygulamasını da önümüzdeki dönemde başlatıyoruz. Büyükbaş hayvanları, kulaklarına takacağımız bu akıllı küpe sayesinde, hayvanların tüm aktivitelerini anlık olarak takip edeceğiz. Hayvan sayılarının günlük takip ederek planlamalarımızı daha doğru yapacağız. Tabi ben birkaç dijital projeyi sizlere kısaca aktarayım. Slaytta bir kısmını gördüğünüz bu teknolojik yatırımlarımız sayesinde; üretimden tüketime, mekanizasyondan desteklere, doğru veri elde etmekten eğitime kadar her adımı birebir takip ediyor, planlıyor ve geliştiriyoruz. Çiftçiye maliyet, zaman ve verim avantajları sağlıyoruz. Bakanlık olarak da, nitelikli tüm verileri tek merkezde topluyoruz. Tarım orman arazilerini ve su kaynaklarını 7/24 kontrol altında tutuyoruz.
1943 Yılında Teknik Bahçıvanlık Okulu Olarak Eğitim Hayatına Başlayan Bu Yerleşkede Yetişen Binlerce Gencimiz, Tarım Teşkilatımıza Önemli Hizmetler Sundu.
Şu anda 80 yıllık tarihin olduğu bir yerleşke içindeyiz. İçinde; tarımı, eğitimi ve teknolojiyi barındırıyor. Burada sadece tarihi görmüyoruz, Türkiye’nin geleceği de bu yerleşke içerisinde. 1943 yılında Teknik Bahçıvanlık Okulu olarak eğitim hayatına başlayan bu yerleşkede yetişen binlerce gencimiz, Tarım teşkilatımıza önemli hizmetler sundu.1990’dan itibaren Çayırova Tohum Sertifikasyon Müdürlüğü bu yerleşkede faaliyet gösteriyor. 1992 yılında kurulan Gebze Teknik Üniversitesi ile bu yerleşke, teknolojinin merkezi haline geldi. Tarım, Eğitim ve Teknoloji bir arada. Biraz önce dediğim gibi Türkiye’nin geleceği burada. Biz de bu önemli yerleşkede olmaktan dolayı son derece mutluyuz. Bu yerleşke içinde bulunan Çayırova Tohum Sertifikasyon Test Müdürlüğü, ülkemiz tohumculuğuna önemli katkılar sağlayan bir birim. Tescil başvurusu yapılan yeni bitki çeşitlerinin kontrollerinin bir kısmı uluslararası normlara göre bu merkezde yürütülüyor. Sorumluluk alanında bulunan 14 ilde üretilen sertifikalı tohumlukların laboratuvar analizleri uluslararası standartlarda burada yapılıyor. Ayrıca bu merkezimiz, Ülkemiz sertifikalı tohumluk sistemi içerisinde yürütülen denetim ve kontrol hizmetlerinde de aktif görevler almaktadır. Yürütülen tüm bu faaliyetlere ilave olarak Çayırova Tohum Sertifikasyon Test Müdürlüğümüzü, akıllı tarım uygulamalarının etkin olarak kullanıldığı bir eğitim merkezi yapmayı hedefliyoruz.
Son 18 Yılda; Sertifikalı Tohum Üretimini 8 Kat Artırdık
Maalesef kamuoyunda tohum konusunda çok sayıda yanlış eleştiri yapılıyor. Eleştirilere elbette açığız, daha iyisini hep birlikte başaracağız. Ama tohumculukta Türkiye’nin ulaştığı seviyeyi de herkesin bilmesinde büyük yarar var. Sizlere birkaç rakamla, yani somut olarak bunlarda bahsedeceğim. Son 18 yılda; sertifikalı tohum üretimini 8 kat artırdık. 145 bin tondan 1 milyon 143 bin tona çıkardık. Bitkisel üretimde sertifikalı tohumluk kullanımı, verimi % 20 ila % 25 artırmaktadır. Bu artışın bizim için ne kadar önemli olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Türkiye yerli tohumculukta büyük mesafeler aldı. Yurtiçinde kullanılan sertifikalı tohumluk miktarının %96’sı yerli. Bu bizlere büyük gurur veriyor. Tohum gen bankalarımızda şu anda 115 bin tohum koruma altında. Ayrıca, atalarımızdan kalan tohumları hem koruyoruz, hem de üretime yeniden kazandırıyoruz. Bugüne kadar binin üzerinde tohum çeşidi bu kapsamda halkımız tarafından Bakanlığımıza iletildi. Bu tohumların üretimi ve bu tohumlardan elde edilen ürünlerin marketlerde daha fazla yer alması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Tohum üretimin yanında, ihracatta da önemli mesafeler aldık. Son 18 yılda tohum ihracatımız 9 kat artışla 149 Milyon Dolara ulaştı. Tohumluk ihracatının ithalatı karşılama oranı, 2002’de %31 iken, 2019’da %86’ya ulaştı. Hedefimiz bunu %100’ün üzerine taşımak. 2019 yılında 38 Milyon Dolar fide-fidan ihracatı, 73 Milyon Dolar süs bitkileri ihracatı yaptık. 2019 yılında tohum, fide-fidan ve süs bitkileri ihracatı toplamı 260 Milyon Dolara ulaştı. Tohumculuk; ihracat potansiyeli yüksek bir sektör. Potansiyelimizi biliyoruz. Tohum üretim ve ihracat miktarını daha da ileriye taşımak için Akıllı tarım uygulamaları ve yeni teknolojiler başta olmak üzere birçok yeni teknolojiyi üretimle buluşturduk, buluşturmaya da devam ediyoruz.
Bakanlık olarak üniversiteler ile işbirliği yapmaya önem verdiklerini dile getiren Bakan Pakdemirli; “Bakanlık olarak üniversitelerle işbirliği yapmaya, ortak projeler ve Ar-Ge çalışmaları yürütmeye büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda konuşmamın başında da belirttiğim gibi YÖK ve Üniversitelerimiz ile çok sayıda toplantı yaptık. 15 Ocak 2020 yılında YÖK ile bir protokol imzaladık. Bu protokol kapsamında; altyapı, personel, eğitim ve Ar-Ge konularında üniversitelerle önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bugün de Gebze Teknik Üniversitemiz ile Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüz arasında bir işbirliği protokolü imzalayacağız. Bu protokol kapsamında; Tohumculuk ve tüm faaliyetlerde Akıllı Tarım Uygulamalarının etkin kullanımı, Doku Kültürü, drone kullanımı, Coğrafi Bilgi Sistemleri vb. konularda personel eğitimleri, Çiftçiler için eğitim ve yayım programları, Öğrencilere uygulamalı staj imkânı gibi konularda işbirliği yapacağız. Bu protokol çerçevesinde akıllı tarım uygulamaları kapsamında, Gebze Teknik Üniversitesi ile yapacağımız işbirliği çok önemli. Akıllı tarım uygulamalarının içinde neler olduğunu konuşmamın başında kısaca anlatmıştım. Peki, Akıllı Tarım Uygulamalarını biz nerelerde kullanacağız. Üretimde karar alma süreçlerinin etkinliğini artırma aşamasında, İnsan ve çevre sağlığını koruyacak çalışmalarda, Optimizasyon, yani yeterlik temelinden en yüksek hasılayı elde edeceğimiz planlamalarda, İşletmelerin daha profesyonel yönetilmesinde, Big data ile devasa boyutlardaki verinin işlenmesinde, Nitelikli işgücünün tarım sektörüne yönelmesinde doğal kaynakların sürdürülebilir yönetiminde, Mera ve orman arazilerinin denetimi ve kontrolünde, akıllı tarım uygulamalarını etkin olarak kullanacağız.
Akıllı tarım uygulamaları sayesinde birçok konuda önemli kazanımların olacağını belirten Sayın Bakanımız; Akıllı Tarım uygulamalarında drone kullanımı, üretimin birçok safhasında ön plana çıkıyor. Program sonunda sizlere canlı olarak da göstereceğim dronlarla birçok işlemi hızlı ve etkin bir şekilde yapmaya başladık. Tarım alanların ürün varlığını tespit ederek, verdiğimiz tarımsal desteklerin kontrolünde dronları da kullanacağız. Tarım arazileri, mera, yaylak ve kışlakların işgallere karşı izlenmesi ve korunmasını ile mera varlığı ve sınırlarının tespitinde dronları da kullanmayı planlıyoruz. Azot Denge Analizi ve bitki hastalıkların tespitinde Drone’lar etkin bir şekilde kullanılıyor. Ayrıca, mısır gibi yüksek boylu bitkilerin olduğu alanlarda ve eğimli arazilerde Drone’larla ilaçlama ve gübreleme kolaylıkla yapılabilmektedir. Yine, dronlar sayesinde kuşbakışı tarımsal arazinin görüntüleri alarak bitki gelişimlerini takip edip, bilgisayar modellemeleri ile rekolte tahminleri yapacağız. Akıllı tarım uygulamaları sayesinde birçok konuda önemli kazanımlarımız olacak. Bunlardan bir kaçını sizlerle paylaşayım. Tarımsal işgücü kullanımında %50’ye varan tasarruf sağlanacak. Gübre kullanım etkinliğini %20-40’lardan %60’lara çıkarılacak. Bitki koruma ilaçlarını %30 daha az kullanacağız. Sertifikalı tohum kullanımı ile verimlilikte %20-25 artış sağlayacağız. Daha az girdi kullanarak daha fazla üretim gerçekleştireceğiz. Kısacası, Akıllı tarım uygulamaları ile üretimi daha az maliyet ve emekle, daha verimli hale getirmeyi hedefliyoruz.
Ekilmedik Bir Karış Toprak Bile Bırakmayacağız.
Bakanlık olarak her alanda hedeflerimizi ortaya koyuyoruz. Bitkisel üretimde yürüttüğümüz yoğun çalışmalarımıza, bugün sizlere tanıttığımız Akıllı tarım uygulamalarını da ekleyince 2023 hedeflerimiz önemli ölçüde büyüdü. 2023 yılında; Toplam bitkisel üretimimizi 117 milyon tondan, 140 milyon tona, Sertifikalı tohum üretimimizi 1 milyon 143 bin tondan, 1,5 milyon tona, Tohum ihracatımızı 149 milyon Dolardan, 500 milyon Dolara ulaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, Ata tohumlarını kayıt altına almak ve korumak,14,6 milyon hektar mera alanında tespit ve tahdit çalışmalarını tamamlamak ta hedeflerimizden bazıları. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, ekilmedik bir karış toprak bile bırakmayacağız.
Tarım, siyaset üstü bir meseledir.
Her zaman söylüyorum: Tarım, siyaset üstü bir meseledir. Bu yüzyıl, Türkiye’nin atılım dönemi olacaktır. Tarım, gıda ve orman; bu döneme damgasını vuracak alanların başında geliyor. 18 yılda yaptığımız yatırımlar ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde, tarım ve orman altyapımız daha güçlü ve dinamik bir yapıya kavuştu. 2 yılda marka haline gelen çok sayıda projeyi hayata geçirdik. Bunların bazılarını slaytta görüyorsunuz. Bu marka projelerin isimleri akılda kalsın diye kısa. Ama arkasında büyük bir emek, ciddi bir planlama ve önemli hedefler var. Bu hedeflere inşallah kısa sürede ulaşacağız. Ve yeni projeler ekleyerek yolumuza devam edeceğiz.
Özellikte Tarımda Yeni Teknolojilerin Kullanımı Konularında Sayın Cumhurbaşkanımızın Ayrı Bir İlgisi Var
Buradan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a, tarım ve ormana verdiği önem ve destekten dolayı şükranlarımı sunuyorum. “Ülkelerinin yükselişi de çöküşü de tarımla başlar. Bunun için güçlü Türkiye’nin yolu Güçlü Tarımdan geçer” diyerek her zaman bizim arkamızda oldu. Özellikte tarımda yeni teknolojilerin kullanımı konularında Sayın Cumhurbaşkanımızın ayrı bir ilgisi var. Türkiye’nin ilk Elektrikli traktörünü de bizzat kendisi deneyerek bizlere büyük destek oldu. Potansiyelimiz büyük, hedeflerimiz büyük. Hiç kimse merak etmesin. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye, Tarım ve Orman sektöründe dünyada lider ülkeler arasında yer almaya devam edecektir. Birazda yaptıklarımızı sahada göstermek gerek. O nedenle konuşmamı bitirirken, YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Yekta SARAÇ’a, Üniversitelerle tarım ve orman sektörünün daha çok buluşmasını sağlayan işbirliğinden dolayı teşekkür ediyorum. Gebze Teknik Üniversitesine, Akıllı Tarım Uygulamaları kapsamında yaptığı bu işbirliğinden dolayı Sayın Rektörümüz nezdinde teşekkürlerimi sunuyorum. Tarımda başlattığımız yeni teknolojilerin ve akıllı tarım uygulamalarının ülkemiz tarımına bereket getirmesini diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.” diyen Sayın Bakanımız yeni akademik yılın hayırlı olması temennisinde bulundu.
Konuşmaların ardından Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli nezdinde Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir ve Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan, Akıllı Tarım Uygulamaları İşbirliği Protokolünü hayırlı olsun dilekleriyle imzaladılar. Günün anısına protokol üyeleri ile toplu fotoğraf çektiren Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli, Valimiz Seddar Yavuz ve protokol üyeleri, Çayırova Tohum Sertifikasyon Test Müdürlüğü Uygulama alanında incelemelerde bulundular.